23 Mart 2016 Çarşamba

müzisyen, enstrüman ilişkisi

müzisyenler enstrümanlarını her ellerine aldıklarında beyinleri ciddi tepkiler verir. müziği okurken, çalışmış oldukları hareketleri yaparken, dışarıdan sakin ve odaklanmış olarak görünmelerine rağmen, beyinleri ciddi bir çalışma yürütmektedir.

son 30 yıldır, bilim insanları, gerçek zamanlı incelemelerle, beynimizin nasıl çalıştığı hakkında dev buluşlar yaptılar. bunu yaparken, bazı tarama aletleri kullandılar. insanlar bu makinelere bağlandıklarında, okumak ve matematik problemleri çözmek gibi görevlerin her birinin beyinde karşılığı olan bölgeleri ve bunların o andaki etkinlikleri izlenebiliyordu. araştırmacılar, katılımcılara müzik dinletince, katılımcıların beyinlerinde çok ciddi etkileşimler ile karşı karşıya kaldılar. beyinlerinin birden çok bölgesi aynı anda parlıyordu. sesi işleyip melodi ve ritm gibi öğelerine ayrıştırdıktan sonra, hepsini bir araya getirerek birleşik bir müzik deneyimi oluşturuyorlardı. beyin, bu işi, müziği ilk duyduğu andan ayağımızla tempo tutmaya başlayana kadar geçen kısacık anda yapıyordu.

fakat bilim insanları müzik dinleyenlerden ziyade, müzisyenlerin beyinlerini incelediklerinde havai fişek patlamaları, dev bir şölene dönüştü. ortaya çıktı ki, müzik dinlemek, beyni gayet ilginç etkinliklere soksa da, enstrüman çalmak, beyinde komple bir vücut egzersizi ile eşdeğer. bilim insanları, beynin birden çok alanının parladığını, aynı anda farklı bilgileri, karışık, birbirleri ile ilgili ve şaşırtıcı derecede hızlı serilerle işlediğini gördüler.

peki müzik hakkında, beyni böyle aydınlatan şey ne idi? bilim insanları bunu şöyle cevaplıyor;
bir enstrüman çalmak beynin hemen hemen bütün bölümlerini aynı anda meşgul ediyor, özellikle de, görsel, işitsel ve motor kortekslerini. başka herhangi bir egzersiz gibi, enstrüman çalmak için disiplinli ve planlı bir çalışma bu beyin işlevlerini güçlendiriyor. müzik dinlemek ve enstrüman çalmak arasındaki en bariz fark, enstrüman çalmanın beynin iki yarımküresi tarafından da kontrol edilen ince hareket becerilerine ihtiyaç duymasıdır. aynı zamanda sol beynin daha ilişkili olduğu sözel ve matematiksel keskinlik ile sağ beynin öne çıktığı yenilikçi ve yaratıcı içeriği birleştirir. bu sebeplerden enstrüman çalmanın beyindeki corpus callosum bölümünün, yani iki yarımküre arasındaki köprünün hacmini ve etkenliğini artırdığı bulunmuştur. böylece beyinde mesajlar daha hızlı ve daha çeşitli yollardan iletilebilir. bu, müzisyenlerin hem akademik hem de sosyal ortamlarda sorunlara daha etkili ve yaratıcı çözümler getirebilmesini sağlar. müzik yapmak duygusal içeriğini ve mesajını, üretmeyi ve anlamayı da kapsadığı için, müzisyenlerin, planlamayı, strateji üretmeyi ve detaylara dikkati normal insanlara göre çok daha efektiftir.

kavramsal ve duygusal alanları analiz etmeyi gerektiren birbiriyle bağlantılı görevler kategorisinin hafızamızın çalışma sistemine de etkisi vardır. gerçekten de müzisyenler, anılarını daha hızlı ve efektif oluşturup saklayarak gelişmiş hafıza becerileri gösterirler. çalışmalar, müzisyenlerin yüksek derecede işlevsel beyinlerini her bir anıya birden çok bağlantı (kavramsal, işitsel veya duygusal anlamda) vererek kullandığını bulmuştur. bu, beyinde iyi bir internet arama motoru etkisi yaratmaktadır.

bütün bu faydaların, örneğin spor veya resim yapmak yerine sadece müziğe özel olduğunu nasıl biliyoruz? bilim insanları bu konuları da araştırdılar, şimdiye kadar bulduklarına göre bir müzik aleti çalmayı öğrenmenin sanatsal ve estetik alanları, diğer araştırılan bütün etkinliklerden farklı. aynı seviyede kavramsal beceri ve sinirsel işlem gösteren katılımcılar üzerine yapılan birkaç rastgele çalışmaya göre, bir dönem müzik öğrenimi görmüş olanlar diğerlerine nazaran birden çok beyin bölgesinde gelişme gösteriyorlar.

edit: kaynak: anita collins

1971 yılından istanbul fotoğrafları

boston üniversitesi arşivinden alıntı yapılmıştır. daha fazla fotoğraf için : https://open.bu.edu/handle/2144/7960

-------------------------------
galeri tarzı bakmak isteyenler için :
https://yadi.sk/d/urhhhe8bdssxw

-----------------------------
imgur linkleri :
http://i.imgur.com/sqfjk3w.jpg
http://i.imgur.com/c3ucsj8.jpg
http://i.imgur.com/mmufvvc.jpg
http://i.imgur.com/oxfrogv.jpg
http://i.imgur.com/rmgzfi1.jpg
http://i.imgur.com/5umuxmf.jpg
http://i.imgur.com/nxwcadz.jpg
http://i.imgur.com/kjyeqnq.jpg
http://i.imgur.com/gl1kukp.jpg
http://i.imgur.com/pwyph0f.jpg
http://i.imgur.com/kntbzbo.jpg
http://i.imgur.com/lvsw6kh.jpg
http://i.imgur.com/pzehp2c.jpg
http://i.imgur.com/hxn3ii0.jpg
http://i.imgur.com/gsvtjku.jpg
http://i.imgur.com/ls2pxot.jpg
http://i.imgur.com/6186cew.jpg
http://i.imgur.com/tmss7p8.jpg
http://i.imgur.com/n4sxhyg.jpg
http://i.imgur.com/1dy7mzf.jpg
http://i.imgur.com/f4yrkhv.jpg
http://i.imgur.com/mpmmpd8.jpg
http://i.imgur.com/aaxdtcw.jpg
http://i.imgur.com/sndneyy.jpg
http://i.imgur.com/kyjmbkl.jpg
http://i.imgur.com/gyywq8y.jpg
http://i.imgur.com/impvtkd.jpg
http://i.imgur.com/iddcymk.jpg
http://i.imgur.com/gfb4bti.jpg
http://i.imgur.com/py1hpjt.jpg
-----------------------------------------
hizliresim linkleri :
http://i.hizliresim.com/rv1rz7.jpg
http://i.hizliresim.com/poxbjr.jpg
http://i.hizliresim.com/n4ln0a.jpg
http://i.hizliresim.com/ylqq72.jpg
http://i.hizliresim.com/ga2rjo.jpg
http://i.hizliresim.com/xo9mr3.jpg

linkleri boş vaktimde yenilemeye devam edeceğim.

@lip ton

doğru bilgiler

filmler hakkında muhtemelen pek çok kimsenin bilmediği bilgiler şunlardır:

1. sean connery oynadığı her james bond filminde peruk giymiştir.

2. chewbacca'nın kostümü tamamen insan saçından imal edilmiştir.

3. arnold schwarzenegger, terminatör 2 - kıyamet günü filminde söylediği toplam 700 kelimeden her biri için 21.420 dolar para almıştır.

4. star wars'a ilk başlarda "the star wars" deniliyordu.

5. apocalypse now filminin orijinal ham görüntüleri 230 saatlik bir kayıttan oluşuyor.

6. walt disney, 1960'ların başında çevirdiği sapık filmini iğrenç bulduğunu ifade ederek, alfred hitchcock'un disneyland'a girmesine izin vermedi.

7. alfred hitchcock'un sapık filmi, tuvalette sifon çekilme görüntüsünün gösterildiği ilk filmdir.

8. peter sellers, dr. strangelove filmindeki oyunculuğuyla 1 milyon dolar kazandı ki bu filmin bütçesinin % 55'ine denk geliyordu.

9. "wilhelm çığlığı" denilen çığlık türünün 1951'den bu yana tam 200 film ve dizide kullanıldığı belirlenmiş.

10. django unchained, son 16 yılda leonardo dicaprio'nun kadroda en yüksek ücreti alan oyuncu olmadığı ilk film.

11. samuel jackson "motherfucker" küfrünü kekemeliğini düzeltmek için kullanırmış.

12. jim caviezel, isa'nın çilesi filminin çekimlerinde, çarmıha gerilmiş iken kendisine yıldırım çarpmış.

13. michael myers'in halloween filminde kullandığı maske, çok az değişiklik yapılmış ve beyaza boyanmış bir kaptan kirk maskesidir.

14. cannibal holocaust filminin yönetmeni ruggero deodato'nun, filmde oynayan oyuncuların gerçekten öldürülmediğini ispat etmesi gereken aleyhine açılmış bir davası hala devam ediyormuş.

15. courtney love, pulp fiction'da lance isimli uyuşturucu satıcısı rolünün kurt cobain'e verilmesi için uzun süre ısrar etmiş.

16. the shining filminde gördüğümüz halı, toy story'de rastladığımız halı görüntüsüyle birebir aynı.

17. ryan gosling, the notebook'taki noah karakteri için, yönetmenin, "yakışıklı olmayan bir aktör" istemesi neticesinde kabul edilmiş.

18. drive filminin yönetmeni nicolas winding refn, ehliyet almak için girdiği sürüş testlerinden 8 kez çakmış.

19. porno yıldızı asia carrera, the big lebowski filminin içinde gösterilen logjammin filminde tara reid'in ev arkadaşını oynamıştır.

20. sigourney weaver, "imkansız basketbol atışı" olarak ifade edilen atışını, aliens: resurrection filmindegerçekleştirmiştir.

21. 20th century fox yapım şirketi, the watchmen filminin senaryosunu gelmiş geçmiş en aptalca senaryo olduğunu ifade ederek çekmekten vazgeçmiş.

22. the wolf of wallstreet aslında 4 saati aşan bir film ve kırpıla kırpıla son haline getirilmiş.

23. mark wahlberg ve matt damon, eğer birileri kendilerini karıştırırsa asla bu duruma müdahale etmeyecekleri ve çaktırmadan devam edecekleri konusunda aralarında anlaşmışlar.

24. sam raimi'nin bütün filmlerinde kullandığı "şanslı bir arabası" varmış.

25. esaretin bedeli filminde morgan freeman'ın lafı olan "belki ben bir irlandalı olduğum içindir" sözü bir şaka değilmiş. çünkü red karakteri, kitapta gerçekten irlandalı olarak betimlenmiş.

26. viggo mortensen, yüzüklerin efendisi filminde oynamaya pek de gönüllü değilmiş, fakat oğlu kendisini ikna edip heveslendirmiş.

27. pierce brosnan'ın, oynadığı james bond karakteri nedeniyle, 1995-2002 yılları arasında oynayacağı diğer tüm filmlerde, smokin giymesi yasaklıymış.

28. in ferris bueller’s day off'ta charlie sheen, filmin çekimleri için uygun bir görünüm elde etmek boşa 48 saat boyunca uyanık kalmıştır.

29. sean connery the matrix, the lord of the rings, jurassic park, indiana jones 4 ve blade runner filmlerinden gelen rol tekliflerini geri çevirmiştir.

30. ghostbusters'ın ilk senaryosunda konu gelecekte geçiyormuş ve hayalet avcılarının kostümleri dönemin şartlarının kurgusuna göre tamamen normal kıyafetler olarak tasarlanmış.

31. alien: resurrection filminin alternatif senaryosunda ripley dünyaya geri dönüyormuş.

32. alaaddin prjesindeki çalışmaları nedeniyle, disney robin williams'a son dönem picasso tablolarından birini hediye etmiş.

33. darth vader, orijinal star wars'ta toplam yanlızca 12 dakika süresince ekranda yer alıyor.

34. testere tam 18 günde çekilmiş.

35. carrie fisher star wars boyunca asla sütyen takmamış.

36. titanic filminde kate winslet'ın karakalem resmi filmin yönetmeni james cameron tarafından bizzat çizilmiş.

37. heath ledger, brokeback mountain'da, jake gyllenhaal'ın kafası sertçe tutup öpmeye çalıştığı sahnede jake'ın neredeyse burnunu kırıyormuş.

38. fritz lang'ın metropolis filmi, hitler'in favori filmi imiş.

39. the lord of the rings: return of the king aday olarak gösterildiği 11 akademi ödülünün tamamını kazanmış.

40. peter o'toole tam 8 defa akademi ödüllerine aday gösterilirken hiçbirini de kazanamamış.

41. avatar filminin cgı ile düzenlenen sahnelerinde her bir karenin - saniyenin 1/24'üne denk gelir - üzerinde ortalama 47 saat çalışılmış.

42. quentin tarantino'nun django unchained filminde tam 113 defa "nigger" kelimesi kullanılmış.

43. esaretin bedeli yayımlandığı 1994 yılında, street fighter'ın arkasında en fazla gişe hasılatı yapan 51. film olmuş.

44. kubrick'in, 2001: a space odyssey filminde bir sahnede gösterilen uçan kalem bir cgı çalışması değilmiş. bunun yerine cam bardak ve kamera hilesi kullanılmış.

45. bryan cranston, spielberg'ün, "er ryan'ı kurtarmak" filminde çok küçük bir sahnede rol amış.

46. 1982 yapımı the thing filminin set ekibi ve oyuncularının tamamı erkekmiş.

47. inception filminse kullanılan bong müziği, aslında edith piaf'ın seslendirdiği "non, je ne regrette rien" parçasının yavaşlatılmış biçimiymiş.

48. danny dyer, kariyeri boyunca yalnızca ingiliz yapımı filmlerde rol almış.

49. peter ostrum, willy wonka & the chocolate factory'den sonra hiçbir filmde rol almamış ve şu anda vejetaryenmiş.

50. rusların 1985 yılında yaptığı hobbit filmi youtube'dan izlenebilmektedir.

evlilikte seks

romantize eden dünya dışı varlıklara kanmayın.
evlilikte seks bir yerden sonra sıkıcıdır. evliliğin kendisi sıkıcıdır. her gün aynı insanla aynı evde yaşamak sıkar. yapacak bir şey yok. insan doğasına aykırıdır tek eşlilik. ama katlanırsın. aşmana da izin vermezler.

her bokta çeşitliliği savunan, annesini babasını terk eden, yeni dostlar edinen, tekrara düştüğü her şeyden bıkan, içtiği suda bile marka kovalayan, her yıl farklı bir tatil beldesine giden, kıyafet değiştiren, saçından sıkılan, imajından sıkılan, evinden, kaldırımdan, arabasından sıkılan, hatta ve hatta evladına bile "yav bi rahat bırak kızım dibimde habire" diyen, müzik zevki değişen bir canlı türünün,

konu evliliğe, sevgililiğe gelince birlikte oldukları tüm süre boyunca cinsellik bağlamında sadece birbirinin bedenlerine bağlı kalmayı ahlakî bir şart, aksi iddia dahi edilemez bir kural, bir fizik yasası gibi benimsemesini anlayamıyorum. lan ülke değiştiriyorsun, gezegen değiştirme fikrine ilgiyle yaklaşıyorsun, ikinci bir bedene dokunmayı düşününce aklını yitiriveriyorsun, depresyona giriyorsun.

cevap: " anan da başkasıyla yatsaydı onu da destekler miydin?
cevaba cevap: ulan ayı. ona kalırsa ben anamın babamla sevişmesini bile istemiyorum. "kutsal analık" mefhumu da zaten bahsettiğim dayatmanın bir ürünü. ne diyeyim şimdi? ben benden ve benim gibi olanlardan bahsediyorum.

dans etmekte sakınca yok, yemek yemekte sakınca yok, birlikte sinemaya gitmekte sakınca yok, halay çekmekte sakınca yok, merhabalaşıp birbirine sarılırken temasta sakınca yok...ama bir öpüşmeye gör, bi sevişmeye gör. "ahlaksız, tıynetsiz gavat"
ulan bu sik benim, bu göt benim, bu dudak benim, bu am benim (kendimden bahsetmiyorum lan) ...niye bir başkasına tabi olmak zorunda? niye ben sadece kendimi ilgilendiren bir varlığı (beden) başkasının emrine amade etmek zorundayım?

cevap: ama ahlaken...
cevaba cevap: lan bi siktir git. duymuşsun, sorgulamamışsın.

edit: "bığlıç ılan -de'yi -da'yı ayırmıyı bilmiyin" diyen arkadaşlar. aceleye geldi. düzelttim. bi dur. redaksiyona zaman olmadı. hemen atlama tombala oynar gibi.

edit 2: yobazlar rahatsız oldu. evladım. ben evlilik seks içindir demedim. sadece evliyken bir başkasıyla sevişmenin hayatınızı karartacak, sizi depresyona sürükleyecek bir eylem olduğu inancınızın saçmalık olduğunu iddia ettim. 31 de çekmeyin, mastürbasyon da yapmayın. ha yapmıyorsan tabii haklısın. kiliseni söyle tebrik etmeye gelelim.

edit 3: "sıkıcı diyenlerden 'irrite' oluyorum." :)))))) vasatlığın övüldüğü anadolu kolonisine hoş geldiniz. köyünü dünyanın merkezi zanneden ve oradan hiç sıkılmayan emmilerin , ninelerin diyarı. sen sıkılma, tüketme evladım. her şeyin klişe ve tekrarlanır olsun. nasıl olsa 58.000 yıl ömrün var. rahat rahat, sindire sindire...

edit 4: madem sıkılıyorsunuz, ışid'e verelim de görün, diyen de çıktı. :)))))) neden ? sırf evlilikte seks sıkıcıdır dedik diye mi? tam bir liseli mukayesesi. rafine ve sofistike değil. aklına ya ifrat geliyor ya tefrit. sıkıcı yaşamına katlanabilmek için ışid'in eline düştüğünü hayal etmek :))))))))))) aislşaşsldaşsldşaslda... o ne lan haplı gibi!

edit 5: hanımlar ve beyler. şu cevabı beklemiyordum, "mat ettiler" :))))) "ters köşe"!!!????) : "öyleyse hayvanlar gibi önünüze gelenle çiftleşin!" insan oğlunun tarihinin "hayvandan farklılaşma çabası" olduğunu kim öğretti size? hiçbir hayvanın olmadığı bir vasatta neyi nasıl yapacağınızı bilemediğiniz sonucuna varabilirim öyleyse. kılavuzunuz hayvanlar mı? hayatınızdaki bütün kararları "acaba bu davranışım gergedanınkine benziyor mu?" ölçütüne göre mi alıyorsunuz? gergedan yapıyorsa yapmıyorsun o eylemi :)))))))))))))))))))))) e tek eşli hayvanlar da var. onlara benzemekten gurur duyarım mı diyeceksin bu defa? "istisnaa yeaa" falan diyeceksin ya da... of. bunca kalıp düşünceyle yaşamak bir ömür. en azından düşünün lan. buna cesaret edin. bak geliyor latince: sapere aude

yakında aramızdan ayrılması muhtemel insanlar

"nee, neşet ertaş ölmüş mü! yapma bee"

"münir özkul ölmüş diyorlar"
"seni beni gömecek olm o adam, inanma"

"nelson mandela ölmüş "
" o kim la?"

gibi diyaloglara sebebiyet verecek ünlü şahıslardır. bazıları hiç yaşlanmıyor gibi gelir, çoğu öyle zaten, bir bakıyorum wikipediadan, adam doksan yaşında falan çıkıyor şaşırıyorum.

ben de aklıma gelenleri buraya yazayım dedim, biraz daha düşündükte, internetten baktıkça benzer sayısız insan bulunacağını düşünüyorum. sevdiklerime kendi çapımda saygı kuşağı yaptım aslında, kimisine bu hala yaşıyor mu amk dedim, kimisinin yaşına hayret ettim, ortaya da böyle bir liste çıktı. size göre kimisi ünlü bile değildir belki, olsun.

belki de bazılarını 2015te, belki de daha da erken kaybedeceğimiz insanlar, hatırlayalım;

işte o liste!

yerliler:

muazzez ilmiye çığ: 1914 doğumlu (100 yaşında) sümerolog
sümerleri yalamış yutmuş insan. sümerler hakkında ilgim olmadığı için bilgim de yok ama sümerleri sümerlerin bizzat kendisinden daha çok biliyor olması olası.

halil inalcık: 1916 doğumlu (98 yaşında) tarihçi
herkesçe sevilen popüler tarihçimiz ilber ortaylının kıyaslanabileceği tek insan, ilber ortaylının yüksek lisans hocası aynı zamanda. kendisine maşallah diyor, uzun ömürler diliyorum.

kenan evren: 1917 doğumlu (97 yaşında) katil
en son orgenerallik rütbesi mahkeme kararıyla erliğe düşürülmüş şahıs. gatayı sürekli meşgul etmesine rağmen hala bir türlü ölememektedir.

müzeyyen senar: 1918 doğumlu (96) müzeyyen senar
kendisi neredeyse üç haneli yaşlara erişecek, ancak halen üniversiteye yeni başlamış onsekiz yaşındaki bebeler bile eserlerinin mp3lerini hayatlarının ilk öğrenci evi rakı ortamlarına meze edebiliyorsa yaşayan efsane diyebiliriz kendisi için, yorumunu dinleyen zaten anlar efsane olduğunu. birkaç yıl önce beyin kanaması geçirmişti, bu sebeple artık sahnede değil. kendisine uzun ömürler diliyorum.

aydın boysan: 1921 doğumlu (93 yaşında) rakıcı
benim bildiğim bu beyefendi sadece rakı içip meze yemekte ve şahane muhabbet etmektedir. gerçek mesleğini bilmiyordum cidden, gazeteciymiş kendisi. saygılar sunuyorum.

yaşar kemal: 1923 doğumlu (91) yazar
okumaya bir türlü fırsat bulamadığım, ince memedin ve daha bir çok kalın kitapların yazarı, zamanında nobele en çok yaklaşan yazarımız, kitapları pek çok dile çevrilmiş edebiyatçı, . kendisine uzun ömürler diliyorum.

rahşan ecevit: 1923 doğumlu (91 yaşında) rahşan
merhum bülent ecevitin eşi. bülent bey siyasi yasaklıyken parti kurup başkanlık vb. yapan aktif bir insandır, yani diğer first ladyler gibi kola takıp gezdirilen cinsten biri değildi kendisi. bülent beyle kendisini bir çift kumruya benzetirim, kumru değil de güvercin desem daha iyi tabi. tek sorunu rahşan affıydı kendisinin.

süleyman demirel: 1924 doğumlu (90 yaşında) baba
akepe öncesini hatırlayabilenlerin unutmasının imkansız olduğu siyasetçi. aslen mühendis, türkiyenin siyasi anlamda 40 senesine falan damgasını vurmuş adam. nükteleriyle de yarmayı bilmiştir, ister istemez sempati duyuyorum adama. eşi nazmiye demirel de yakın zamanda vefat etmiştir. liselilerin pek bilemeyeceği, ecevit, türkeş, necmettin erbakan vb. zamanının son temsilcisi. doksan yaşına gelmiş o da.

memduh ün: 1924 doğumlu (90 yaşında) yönetmen
pek çok film çekmiş yeşilçam insanı. işin ilginci eski futbolcuymuş bu adam, hatta 1940 senesinde beşiktaşla şampiyonluk yaşamış, olaya gel.

ve evet, o geliyor...

münir özkul: 1925 doğumlu (89) immortal
yaşayan efsane. söylenecek daha fazla bir şey yok zaten. vefat edince çok üzüldüğüm nejat uygurla girdiği ezeli rekabetin ebedi kazananı. (bkz: nejat uygur münir özkul ölmeme rekabeti) yeterince düzeysiz espri yaptığıma göre, kendisine saygılarımı sunuyorum. biz de bu şahsı anca kel mahmut, fabrikatör saim beye ayar çeken yaşar usta gibi rollerle bilsek de çok büyük bir tiyatrocu olup istese dümbüllünün kavuğunu ferhan şensoydan geri alıp götümüze sokabilecek kudrette de oyunculuğa sahiptir.

gazi yaşargil: 1925 doğumlu (89 yaşında) cerrah
türkiyeden çıkıp uluslararası seviyeye ulaşmış ender bilim adamlarından, beyin cerrahı. can yücelin kankası diye duyduk onu, facebookta dolanan meşhur bir hikayeleri var zaten oradan biliyoruz kendisini.

halit kıvanç: 1926 doğumlu (88 yaşında) spiker
trtnin bir markası. trilyonlarca maç anlatmış değerli bir radyo-televizyon çalışanı.

eşref kolçak: 1927 doğumlu (87 yaşında) oyuncu
yüzlerce film çekmiş emektarlardan, eskinin yakışıklı jönü. şimdilerde ne yazık ki ekonomik sıkıntı içinde bir hayat sürmektedir. harun kolçakın babasıdır.

çetin altan: 1927 doğumlu (87 yaşında) eski solcu
türkiyede hala hayatta olan pek çok insan için kendilerini bildi bileli gazetede yazan eskinin solcusu, günümüzün liberalimsisi, mehmet altan ve ahmet altanın babası şahsiyettir.

haldun dormen: 1928 doğumlu (86 yaşında) tiyatrocu
dadı dizisindeki uşak rolüyle tanıdım lisedeyken, meğer adam tiyatronun kitabını yazmış biz nereden bilelim o zaman. hani bizimkilerdeki sabri beyin aslında sadece sabri bey olmaması gibi bir şey bu durum. (bkz: mehmet akan) cehaletim beni televizyonlarda izlediğimiz hüdaverdi pırtık filmindeki rolünden başka örnek veremeycek durumda bırakıyor ne yazık ki, sayısız oynadığı yönettiği oyunlardan bahsedemiyorum. 86 yaşında olması beni dumur etti, kendisine uzun ömürler dilerim.

yıldız kenter: 1928 doğumlu (86 yaşında) tiyatrocu
bir diğer dev isim. yaşına rağmen kraliçe lear oyununda amuda bile kalkan, tüm salondan alkış alan, kendisini tiyatroya adamış şahsiyet. kardeşi müşfik kenteri de yakın zamanda yitirdik. kendisine uzun ömürler dilerim.

ara güler: 1928 doğumlu (86 yaşında) fotoğraf sanatçısı
rahatsızlanıp kaldırıldığı hastanede "bu kesin ölür yeaa" diyenlere nah yapan fotoğraf insanı.http://galeri.uludagsozluk.com/…ara-güler_89721.jpg

gülriz sururi: 1929 doğumlu (85 yaşında) a la luna
tiyatrocu. bizim dönemimiz onu annelerimizin izlediği, televizyondaki a la luna programındaki zarif hanım olarak bilir. biz onu bu kadar bilebiliyoruz, liseliler hiç bilmiyor. kendisi devlet sanatçısı imiş, annelerimizin babalarımızın doğmasından çok daha evvel, 1942 yılında çocuk tiyatrosu ile sahneye adımını atmış, kendisine uzun ömürler diliyorum.

adalet ağaoğlu: 1929 doğumlu (85 yaşında) yazar
türk kadın yazar! eseri olarak bir tek fikrimin ince gülünü biliyorum, o da sarı mercedes ismiyle sinemaya uyarlandı oradan biliyorum. bu yazarı bilen enteldir, bu yazardan başka türk kadın yazar ismi verebilen daha da enteldir.

mustafa kandıralı: 1930 doğumlu (84 yaşında) klarnet üstadı
klarnet üstadı, nokta.

rahmi koç: 1930 doğumlu (84 yaşında) işadamı
vehbi koçun oğlu, vehbi koç çok yaşlıydı öldüğünde, e bu adam da baya yaşlanmıştır diye aklıma geldi, evet, yaşlanmış.

firüzan: 1932 doğumlu (82 yaşında) yazar
bir arkadaşım vasıtasıyle duymuş olduğum bir diğer kadın edebiyatçımız. bir öykü kitabını okudum, çok etkilenmedim ama yine de entelliğime entellik kattım sayesinde. uzun ömürler dilerim kendisine.

mustafa sağyaşar: 1932 doğumlu (82 yaşında) müzisyen
trtde müzik programı izlemiş efsane nesiller onu muhteşem sesiyle, sabret gönül bir gün olur bu hasret biter diye şarkı okurken tanımışlardır. karamı da bir başka okur, zaten ondan başkasından duymadım karamı. seksenini deviren dev sanatçılardan.

ahmet mekin: 1932 doğumlu (82 yaşında) oyuncu
sametin baba dediği adam, sevginin emek olduğunu göstermiştir selvi boylum al yazmalım filminde. 82 yaşındaymış, piyuuuv, uzun ömürler dilerim kendisine.

seyfi dursunoğlu: 1932 doğumlu (82 yaşında) huysuz virjin
kendisi ekol bir şovmendir kanaatımca. son yıllarda artan sağlık sorunları olmasa gene huysuz virjinlik yapabilecek enerjiye sahip şovmen. rtük sebebiyle beraber televizyonlardan yavaşça silinmiştir. sivri dilli, açık sözlü, hazırcevap süper şahsiyet. kendisine uzun ömürler dilerim.

oktay ekşi: 1932 doğumlu (82 yaşında) siyasetçi
mecliste şu anda en yaşlı milletvekilidir.

sezai karakoç: 1933 doğumlu (81 yaşında) - ülkü tamer 1937 doğumlu (77 yaşında) yazar/şair
sezai karakoç, mona rosanın şairi. ikinci yeniden olduğu için genelde yazdıklarını pek anlayamıyorum. ancak ülkü tamerin şiirleri çok daha anlaşılası ve sevilesi, zevk meselesi tabi bu. bu değerli edebiyatçılara da uzun ömürler diliyorum.

muzaffer izgü: 1933 doğumlu (81 yaşında) edebiyatçı
çok sayıda kitap yazmış bir edebiyatçıdır. öğretmen kökenli olduğundan çok sayıda çocuk kitabı da bulunmaktadır, onun kitaplarıyla büyüdüm diyebilirim. diğer kitaplarında aziz nesin etkisi görülebilir. özal karşıtlığı olsun, rte karşıtlığı olsun, eserlerinde muhaliftir, devletin dandikliğini, yoksulluğu, eşitsizliği, polis dayağını, rüşveti vb. anlatır. ismi alsancaktaki bir barlar sokağına da verilmiştir, kendisi de izmirde yaşamakta ve hala üretmektedir.

nesrin sipahi: 1933 doğumlu (81 yaşında) ses sanatçısı
bülbül gibi şakıyan kadın, türk sanat müziğini türk sanat müziği yapanlardan biri, hatta türk filmlerini. türk filmleri yapanlardan biri aynı zamanda.

fikret hakan: 1934 doğumlu (80 yaşında) jön
yeşilçama ömrünü vermiş bir oyuncumuz. siyah beyaz dönemde çok film çevirmiştir, bizim dönem onu cüneyt arkın, kadir inanır, tarık akan vb. oyuncular kadar bilmese de illa ki bir gülşah filminde gülşahın babası, cüneyt arkının battal gazi filminde hammer usta vb. rollerde görünce hatırlayacaklardır. seksenini devirmiş o da, maşallah.

izzet günay: 1934 doğumlu (80 yaşında) jön
bir başka seksenlik yeşilçam emektarı. vesikalı yarim, şoför nebahat vb. filmlerle altmışların yetmişlerin tozunu attıranlardan.

semra özal: 1934 doğumlu (80 yaşında) eski first lady
merhum turgut özalın eşi. son 20 senesini turgut özalın zehirlendiğini iddia ederek geçirmiştir.

ilhan cavcav: 1935 doğumlu (79 yaşında) gençberbirliği
gençlerbirliğinin ezeli ve ebedi başkanı, gençlerbirliğinin kendisidir gözümde. "melih gökçek öncesi ankarası"nda yaşayabilmiş son insanlardan sanırım. doksanlarda afrikadan getirdiği çılgın siyahi oyuncularla bir ekol kurmuştur. kaleci topu bir kerede tutamıyorsa kötüdür, sakallı futbolcu yavşaktır vb. prensipleri bulunmaktadır.

erkan yolaç: 1935 doğumlu (79 yaşında) sunucu
liselilerin bilmeyeceği efsanevi evet-hayır yarışması sunucusu. trtnin markalarından biri kendisi.

kayhan yıldızoğlu: 1936 doğumlu (78 yaşında) oyuncu
bir yeşilçam emektarı daha. senede bin tane film çevrilen yeşilçamın dudrgunlaşmasından sonra doksanlarda pek çok dizide de yer almıştır. çiçek taksideki radyo patronu da neredeyse 80 yaşına girecek, uzun ömürler kendisine.

yılmaz karakoyunlu: 1936 doğumlu (78 yaşında) siyasi/yazar
bizim liseye gelmişti bir kere koruma ordusuyla, anap milletvekiliydi, niye geldi bilmiyorum. resim dersinden çıkmıştık, her yerim tiner, beziryağı ve yağlıboya olduğu halde, elimdeki ıslak tuvali götürürken yakalanmıştım bu kişiye. gazeteciler fotoğrafımızı çekmişti. resim yarım olduğu için bir sike benzemiyordu. ben kendisini böyle tanıdım, siz onu salkım hanımın taneleri ve güz sancısının yazarı olarak tanırsınız.

erol büyükburç: 1936 doğumlu (78 yaşında) müzisyen
nasıl ki (insert random şehir ismi here) doğunun parisiyse, bu adam da doğunun elvisidir. şaka maka 78 yaşındaymış, sadri alışıkla çektiği filmler neredeyse elli yıllık olacağından doğal tabi. güzel şarkıları güzel yorumlayan bu büyük pop müzik sanatçısı keşke "saksı değilim ben", "uzaylılar spermimi çaldı" vb. şeylerle anılmasaydı son yıllarda.

göksel arsoy: 1936 doğumlu (78 yaşında) oyuncu
siyah beyazlı filmlerin, ayhan ışık, belgin doruk zamanının oyuncularından.

süleyman turan: 1936 doğumlu (78 taşında) - yılmaz köksal: 1939 doğumlu (75 yaşında) oyuncu
sayısız filmde oynamış yeşilçam emektarları. daha sonrasında kaygısızlar, memoli gibi doksanların kült dizilerinde yer almışlar, son yıllarda bile dizilerde filmlerde oynamışlar.

aydemir akbaş: 1936 doğumlu (78 yaşında) oyuncu
adamın adını anınca bile gülüyorum, öyle ekol, öyle absürt, yeri geldiğinde öyle seks makinesi bir oyuncudur, haha,lodos zühtü seni.

suna kan: 1936 doğumlu (78 yaşında)-idil biret: 1941 doğumlu (73 yaşında) müzisyen(keman-piyano)
değerli iki türk müzisyenimiz. küçüklüğümden beri ismini duyduğum bu iki kadın sanatçıya da uzun ömürler dilerim.

cüneyt arkın: 1937 doğumlu (77 yaşında) kara murat
malkoçoğlu, kara murat gibi yapımlardan sonra seksenlerde kızları haroyin batağından kurtaran komiser, doksanlarda ise karate can dizisinde karate rolünde oynayan büyük ve ünlü oyuncu, cücü.

arif erkin güzelbeyoğlu: 1937 doğumlu (77 taşında ) oyuncu
isminin tanıdık geleceğini sanmam, ben de bilmiyordum, ikinci baharda ali haydarın babası zülfikar rolüyle tanıdığım bir oyuncu, ismini de araştırınca öğrendim. yabancı damatta falan da oynadı kendisi. vikipedide kendisi için oyunculuğun yanında müzisyen, mimar, bürokrat da yazıyor, mesela bizimkiler dizisinin müzikleri onunmuş. pes diyorum.

halit akçatepe: 1938 doğumlu (76 yaşında) güdük
sevdiğimiz oyuncu, eskiden hep en küçük kardeşi oynayan oyuncunun uzun zamandır bembeyaz saçları var, kendisine uzun ömürler diliyorum.

kartal tibet: 1938 doğumlu (76 yaşında) oyuncu/yönetmen
yeşilçamı yeşilçam yapanlardan, gençlik döneminde ince bıyıklı jön haliyle çok sayıda filmde oynamıştır. tarkankarakterine de hayat vermiş, sonrasında tosun paşadan gırgıriyeye pek çok filmi yönetmiştir.

yalçın küçük: 1938 doğumlu (76 yaşında) kalpaklı adam
bu adamı anlatacak kadar bilmiyorum, vikipedide kendisi için türk sosyalist, yazar, düşünür, ekonomist, tarihçi, isim-bilimci, medya ve edebiyat eleştirmeni, kürdolog,sovyetolog, siyaset bilimci, teorisyen, gençlik önderi denmiş. benim aklıma helehelehele.swf geliyor sadece, bir de hapse götürüleceği zaman çoktan hazırlamış olduğu bavulunu alıp kalpağını takıp kapıdan çıkması geliyor, enteresan bir adam.

deniz baykal: 1938 doğumlu (76 yaşında) hizipçi
kılıçdaroğlu öncesinin cehape lideri. artık eskisi kadar aktif değil.

ali şen: 1939 doğumlu (75 yaşında) fenerbaaze bazganı
doksanlardaki enteresan futbol insanlarından, başkanlığı bıraktıktan sonra galatasaray kendine gelmiştir.

gönül yazar: 1940 doğumlu (74 yaşında) taş bebek
sürekli evlenip boşandığını bildiğim eskilerin ses sanatçısı ve oyuncusu, taçsız kral filminde metin oktayın galatasaray uğruna terk ettiği kadın.

zeki alasya: 1943 doğumlu (71 yaşında) & metin akpınar doğumlu 1941 (73 yaşında) oyuncu
kendileri küsüp ayrılmış olsalar da türkiye için hep zeki-metin olarak kalacaklar. devekuşu kabare, zeki metin filmleri ve tv programlarıyla kalbimizi fethettiler. onlar da yetmişi devirmişler.

yabancılar:

kirk douglas: 1917 doğumlu (97 yaşında) oyuncu
spartacuste oynayalı 54 sene olmuş oyuncu. dedem yaşındaki michael douglasın babası aynı zamanda.

zsa zsa gabor: 1917 doğumlu (97 yaşında) aktris
kendisini oyunculuğuyla değil de mustafa kemal ile yaşadığı iddia edilen ilişkiyle tanıdık, neredeyse 100 yaşına gelmiş tabi haliyle.

christopher lee: 1922 doğumlu (92 yaşında) oyuncu
kendisini en çok star warstaki kont dooku ve yüzüklerin efendisi saruman rollerinden bilmekteyiz. zebellah gibi boy vardır bu dedede. bir de öyle bir sesi vardır ki sanırsın taşaklarından yankılanıp geliyor ses, öyle karizmatik, öylesine taşaklı bir şahsiyettir kendisi. yaşı sayesinde 1950den beri film çevirmekte imiş, hala da çevirmektedir.

b.b. king: 1925 doğumlu (89 yaşında) müzisyen
blues dinlemediğim için sadece zaman zaman adını duyduğum bu şahıs da 89 yaşındaymış. yaşlı olduğunu biliyordum ama bu adam hala sahneye çıkıyor la.

kraliçe elizabeth: 1926 doğumlu (88 yaşında) aristokrat
tahta çıkışının 60. yılını görebilmiş hükümdarlardan. 1921 doğumlu eşi vardır bir de philip diye, kendisi asil kan taşımadığından kral değildir ve kraliyet ailesinde yancı gibi takılmaktadır, millet filip filip diye seslenmektedir koskoca prens philipe. elizabethin ölmeme kararlılığı, oğlu veliaht prens charlesın çoktan krallıktan ümidi kesmesine sebep olmuştur. bu saatten sonra da tahta torunu geçer diye düşünüyorum.

harry belafonte: 1927 doğumlu (87 yaşında) calypso kralı
bettlejuice filminin müziklerinin sahibi. zamanında film falan da çevirmiş bu abi. ölüme direnenlerden. kadife gibi sesi var, şarkıları da inanılmaz keyif veren bir kişi, uzun ömürler kendisine.

sean connery: 1930 doğumlu (84 yaşında) karizmatik oyuncu
britanyalı karizmasını iskoçluğuyla pekiştiren üstüne bir de sir ünvanı çakan ayaklı karizma bu oyuncu da 84 yaşındaymış, vay anasını.

clint eastwood: 1930 doğumlu (84 yaşında) kovboy
blondie karakterini bundan yaklaşık 50 yıl önce canlandıran kovboy. bu adamdaki karizma çok nadir kişide bulunmaktadır. oyunculuğunun yanında yönetmenliği ile de başarı kazanmış olsa da sevenleri onu tabi ki çevirdiği kovboy filmleri ile sevmiştir ve hatırlayacaktır.

helmut kohl: 1930 doğumlu (84 yaşında) - jacques chirac 1932 doğumlu (82 yaşında) - george h. w. bush 1924 doğumlu (90 yaşında)
çocukluğumuzun siyasetçileri, ölmemiş itneler, hatta helmut schmidt var helmut kohlden önceki adam, 96 yaşında amk, bi de fosur fosur sigara içiyor.

robert duvall: 1931 doğumlu (83 yaşında) oyuncu
godfatherdaki avukat olarak biliyoruz kendisini.

sophia loren 1934 doğumlu (80 yaşında) oyuncu
altmışlarda yaşasaydık her gece rüyalarımıza girecek olan kadın. ikibinlerde olduğumuzdan girmiyor ne yazık ki.

brigitte bardot: 1934 doğumlu (80 yaşında) oyuncu
sophia lorenin fransız muadili. brijit bardo.

leonard cohen: 1934 doğumlu (80 yaşında) müzisyen
inanılmaz şarkıları inanılmaz yorumlayan adam. melankoliklerin vazgeçilmez şarkıcısı.

woody allen: 1935 doğumlu (79 yaşında) nevrotik
lan bu adam 79 yaşına gemiş. hollywood dehalarından, oyuncu/senarist/yönetmen.

sylvio berlusconi: 1936 doğumlu (78 yaşında) başbakan
italyanın ekol başbakanı, renkli kişiliği, karı kız düşkünlüğüyle falan tanınır, siki taşşağına denk bir insandır. bu adam da aslında rezil bir siyasetçidir ama nemrut suratlı, içten pazarlıklı diğerlerini gördükten sonra bu dede de sempatik gelmeye başlıyor,

morgan freeman: 1937 doğumlu (77 yaşında) oyuncu
yardımcı rollerin değişilmez oyuncusu, o da bildiğin seksenine merdiven dayamış meğer. hollywoodun pek çok unutulmaz filminde yer alan büyük oyuncu.

bill cosby: 1937 doğumlu (77 yaşında) bill cosby
kendisi bill cosbydir. en son birisi, onun tarafından tecavüze uğradığını iddia ediyordu, bunun doğruluğunu bilmemiz artık imkansız sanırım.

anthony hopkins: 1937 doğumlu (76 yaşında) sir
sir ünvanlı oyuncu. yaşlı britanyalılara mahsus karizması vardır. oscarı falan da olan şahane bir oyuncudur. kuzuların sessizliğini izlememiş nadir insanlar da izlesin bu şahsı. yanlış bilmiyorsam bu adamda çılgın bir iq vardı, piyanoyu falan da virtüöz seviyesinde çalabilen on parmağında on marifet olan üst insan amk.

christopher lloyd: 1938 doğumlu (76 yaşında) profesör
emmett brown karakterine hayat vermiş, marty ile beraber zamanın amına koyarak kendisini sevdirmiş çatlak profesör. o da yaşlanmış işte.

ıan mckellen: 1939 doğumlu (75 yaşında) gandalf
gandalf dışında bir rolünü bilen insan kültürlü insandır. mümkünse hobbitin tüm filmlerinin çekimleri bitmeden ölmesin.

edit:
rahşan ecevitin yaşı düzeltildi, teşekkürler sahan666
aydın boysan aslen mimar imiş, teşekkürler co2s2
ayrıca anı ve bilimkurgu kitapları da yazmış. bu arada eklemeyi unuttuğum bir şey var can yücel-gazi yaşargil efsanesi gerçek değildir, hatırlattığı için teşekkürler lecagot
çetin altan'ın oğlunun ismi mehmet altan olacak, teşekkürler dkbroken ve haki
ian mckellen magneto rolünde de oynamıştır, mamafih ben marvel, dc comics vb. şeyler hususunda kültür fakiri olduğum için bilemedim, magneto hangi filmin karakteridir onu da bilmem, x-men imiş sanırım, teşekkürler arise

bu insanların aramızdan yakında ayrılması kuvvetle muhtemel, ya turgay şeren, haydar dümen, jack nicholson?
devamı: (bkz: #47225227)

interstellar

çok harika filmdir, tabi ki bir belgesel gerçekçiliği beklememek gerek. aşağıdaki soruların cevaplarını bilmekte fayda var diye düşünüyorum.

1- kara deliğe girince ne olur?

bizim galaksimizin merkezinde bulunan kara deliğe 15 milyon km yaklaştığımızda üzerimize 600.000 g gibi bir kuvvet etkir. sadece 10 g bir insanı öldürmeye yeterlidir.

karadeliğin ufkunu geçtikten sonra ise maddenin mevcut şeklini koruması imkansızdır. spagetti gibi uzamaya başlar. (bkz: spaghettification)

2- wormhole (solucan/kurt deliği) nedir, ne değildir?

beyaz delikler ve solucan delikleri einstein'ın yer çekimi denklemlerinin çözümüdür. büyük bir ihtimalle yokturlar. karadeliklerle yakından ilişkilidirler. bir kara delik ile bir beyaz deliğin olay ufuklarının birleşmesi ile bir solucan deliği oluşur. beyaz delik ve kara delik sürekli olarak birbirlerine bağlanır ve ayrılırlar bu nedenle, solucan deliğinden geçmek isteyen kişinin ışık hızından daha hızlı yol alması gerekir, ki bu da imkansız olarak kabul edilir.

3- zaman ne zaman farklı akar?

einstein'a göre ışık hızına yaklaştıkça zaman daha yavaş akmaya başlar. diğer taraftan, büyük kütle çekimlerine maruz kalan kişi için zaman yavaş akarken, bu çekimlerden uzak olan kişi için zaman daha hızlı akar. bu teori atom saatleriyle kanıtlanmıştır.

4- kara deliğe giren maddeler nereden çıkar?

herhangi bir yerden çıkmazlar. çok büyük kuvvetlere maruz kalarak atomlarına ayrılırlar ve kara deliğin kütlesine eklenirler.

5- kara deliğin içinde telsiz çalışır mı?

kara deliğin çekim alanı o kadar güçlüdür ki, ışık bile kara deliğin çekim alanından kurtulamaz. görünür ışıkla benzer özellikler gösteren radyo dalgalarının da kara deliğin çekim kuvvetinden kurtularak dışarı çıkması mümkün değildir.

fazlası için: http://bustard.phys.nd.edu/…lectures/blackhole.html

filmle ilgili tartışılan konular:

--- spoiler ---

1- herşeye rağmen görev için robotlar daha uygun değil miydi?

2- yiyecek çok kısıtlı olduğu ve ordular artık olmadığı için savaşlar çıkması gerekmez mi?

3- murphy kanunu cooper'ın anlattığı gibi midir?

4- uyku odaları neden o kadar kirliydi?

5- cooper'ın kendi genç haline koordinatları göndermesi paradox yaratmaz mı?

6- 23 sene uyumadan bekleyen romilly'nin delirmesi gerekmez miydi? nasıl geç kalan çocuklarını bekleyen baba gibi sakin kalabildi?

7- dr. mann'ın hayatta kalması için ortalığı birbirine katmasına gerek var mıydı?

8- eğer başka varlıklar insanlara yardımcı olmaya çalışıyorsa profesöre denklemin çözümünü verseler herşey daha kolay olmaz mıydı?

9- kara deliğe bu denli yaklaşmak ve etkisinden çıkmak bir uzay aracı için mümkün müdür?

10- cooper 4 boyutlu küpün içindeyken robot neredeydi ve bir kara deliğin içinde nasıl iletişim kuruyorlardı?

11- eğer brand'in gezegeninden bilgi gelmesi mümkün değilse brand'in sevgilisiyle mutlu bir hayat yaşamadığını cooper nereden biliyor da bu denli uzun bir yola çıkıyor?

fazlası için: http://popwatch.ew.com/…08/interstellar-plot-holes/

--- spoiler ---

edit: kurt deliği "solucan deliği" olarak değiştirildi.

@backflip

tüm zamanların en başarılı kız düşürme repliği

murat, internetten tanışıp, 2 kere cinsel münasibette bulunduğu ve bir daha aramadığı kızın sadece ismini ve tel nosunu arkadaşı mert e verir.

mert: merhaba arzu hnm. ismim mert, ben sizin isminizi ve numaranızı defterime yazmışım fakat nerden
tanıştığımızı çıkaramadım? ( etkileyici bir ses tonu şarttır.)
arzu: walla ben de çıkaramadım şimdi.
mert: boğaziçi üniversitesinden olabilir mi? ( mert in boğaziçi üniversitesiyle uzak yakın alakası yoktur)
arzu: hayır
mert: bankacı mısınız? ( mert in bankacılık sektörüyle de bir alakası yoktur )
arzu: hayır tekstil sektöründeyim ben.
mert: internetten falan olabilir mi? gerçi çok nadir girerim nete. ( büyük yalan)
arzu: aa olabilir gerçi ben de hemen hemen 2 aydır hiç girmiyorum.( çok büyük yalan )
mert: anladım heralde biz sizinle 2 ay evvel konuştuk ben numaranızı kaydettim fakat yurdışında olduğum için
arayamadım.
arzu: büyük ihtimalle öyle oldu.
mert: bu arada ses tonunuz çok hoş muş..
arzu: sizin de öyle ...

diye sürüp gider ve en geç 2 gün içinde buluşulup sonuça varılır.

not: olayda kullanılan isimler tamamen hayal ürünü olup, olay tamamen gerçektir. yukardaki arkadaşlar tarafından bir yıl içinde en az 10 kez benzer tezgah çevirilmektedir. bu telefon aramasına olumsuz yanıt verip "ben sizi tanımıyorum kardeşim beni bir daha aramayın." diyen kadın ortalaması %20 lerdedir.

@gx