23 Mart 2016 Çarşamba

sivas katliamının canlı tanığının anlattıkları

lisedeki din öğretmenimiz 1993’de askermiş sivas’ta. sivas olaylarını anlatmıştı. ben de size aktarayım. kendisi de yobaz değildi o yüzden ciddiye almıştım dediklerini. her neyse olay şu.

aziz nesin denen allah’a , peygambere küfür eden adam şehrimize gelecek diye istisnasız her eve broşür dağıtmışlar. bir hafta önceden başlamışlar. daha aziz nesin gelmeden. yerel basın da halkı kışkırtmış. dinsiz ,imansız , peygamberimize sapık diyen adam gelecek müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz vb gibi yazıları manşetten vermişler.

o zamanlar aziz nesin salman rüştü’nün tüm dünyada olay yaratan şeytan ayetleri romanını türkçeye çevirtmeye çalışıyormuş parça parça da çevirtmiş hatta. öyle biliyorum. kitap muhammed’in cinsel yaşamını anlatan hadislerin romanlaştırılması. şeytan ayetleri de şeytanın yazdırdığı ayetler. kesinlikle müslümanların kabul ettiği gerçekler adamın anlattıkları. ailesi müslüman zaten bizim gibi mürted rüştü. ama bu kitaptan sonra tüm dünyada olaylar çıktı kudurdu müslümler humeyni ölüm fetvası verdi. klasik bir müslüman linci. 1400 yıldır yaptıkları şey işte. bu konuyu burada keseyim de sivas’a geri dönelim.

sivas alevilerin de yaşadığı sünni çoğunluğun olduğu bir yermiş. şimdi şehir merkezinde alevi pek kalmamıştır muhtemelen. klasik bir müslüman işgali. kendileri gibi olmayanları ya sürerler ya öldürürler. 1400 yıldır yaptıkları gibi. demem o ki o bölgede zaten bir alevi nefreti var. daha doğrusu şöyle ifade edeyim her müslümanın içinde olan nefret duygusu alevilere yöneltilmiş durumda. anadoluda öyledir zaten bir sünninin hristiyanı sevme ihtimali vardır ama aleviyi sevemez. dünyanın en barışcıl inançlarından olan aleviliğe mensup insanlardan ölesiye nefret ederler. dediğim gibi mesele alevilik değil mesele içlerindeki nefret. aleviler olmasa başkalarından nefret edecekler. aziz nesin’in de alevilerin yaptıkları etkinlik için gelmesi nefreti katlamış. cuma günü de dedikodular başlamış kuran yaktılar, ezan okunurken göbek attılar vb diye. namaz çıkışı millet toplanıp şehir dışından gelenlerin yaşadığı madımak oteline doğru yönelmişler. saatlerce slogan atmışlar. devlet müdahale etmemiş. kalabalık büyüdükce büyümüş. bir gün önceden de belediye kaldırım döşeyeceğim bahanesiyle sağa sola taş dökmüş. o taşları atmışlar ki melih gökcek gezi olaylarında da aynı taktiği yaptı. göstericiler taş atsınlar da vandal diyelim diye kaldırım taşı döktü ankara’da. bir de şu var tabi olaylara müdahale etmesi için yollanan polisler de secilmiş. yobaz olanlar yollanmış ön saflara. istisnalar var tabi anlatacağım sonra. polis yetersiz kalınca bizim hocanın da bulunduğu askerler olay yerine gitmişler. sürekli talimat geliyormuş aman müdahale etmeyin, ateş açmayın bekleyin diye. olaylarda polis,asker var gibi gözükse de sadece şeklen varmış. hiçbir şey yapmamışlar ta ki otelde yangın cıkana kadar. otel yanmaya başlayınca havaya ateş açın emri gelmiş. bunlar havaya ateş açmış yobazlar kaçışmışlar. hoca emir yarım saat önce gelseydi kimse ölmeyecekti demişti. itfaiye falan o sayede müdahale edebilmiş zaten . gerçi itfaiye araçlarının da hortumlarını kesmişler. 2si yobaz 35’i masum 37 insan öldü ama ölümler daha çok olabilirdi. alt katlarda olanlar ölmüş üst kattakiler kurtulmuş bir kısmını itfaiye araçları kurtarmış. önemlice bir kısmı ise yandaki bbp binasına kaçarak kurtulmuşlar. o olay da şöyle. muhsin yobazı da gebermeden önce sivas’takileri biz kurtardık diyordu ama kurtaran bbp’liler değil. üst kattakilerin bir kısmı yan binadaki bbp il başkanlığına geçmek istiyorlar ama bbpliler camları acmıyorlar izin vermiyorlar. komiserin biri bunlara silah çekiyor zorla camları açtırtıyor bu sayede de önemlice bir grup yanmaktan son anda kurtuluyor.

özet olarak kesinlikle bir devlet parmağı var. zaten bu ülkedeki her katliamda devletin onayı hatta teşviği vardır. devlet sağlam olursa sağlamdan kasıt asli işi olan güvenliği sağlarsa katliam falan olmaz. ama devletin katkısı yobazları aklamak icin kullanılmamalı. o gün sivas’da 30.000 insan toplandı. otel yanarken bile bu cehennem ateşi deyip zevk çığlıkları attılar. anadolu’da alevilerin bırakın alevileri kendi gibi olmayan herkesin kanını içmeye hazır milyonlarca beyni yıkanmış, müritleşmiş, aptallaşmış, robotlaşmış sünni yobaz var. fırsatını bulurlarsa veya devlet isterse gene katliam yaparlar. sorun burada. yoksa adam gibi halk olsa bırakın derin devleti cartı curtu tüm dünya birleşse katliam yaptıramaz.

bir de şu var tabi düşünce özgürlüğü yok bu ülkede. özellikle din tabu. hemen peygamberime laf söyletmem, inanmıyorsan da saygı duy muhabbeti. saygı duymazsan ben sana her şeyi yaparım zihniyeti var. nitekim o günlerde aziz nesin suçlanmış. hatta dgm savcısı idam istemiş aziz nesin için. adam öldü de dava düştü. şaka gibi memleket. düşünce özgürlüğü olmayınca böyle saçmalıklar oluyor işte. aziz nesin iki sene zor yaşadı kalp krizinden öldü. rıfat ilgaz o kadar da yaşayamadı sivası duyduktan sonra 1 hafta içinde üzüntüden öldü gitti adam.

sivas katliamını acı hale getiren katliam sırasında yaşananlar kadar katliam sonrası olanlar da.dava zaman aşımından düştü, tayyip hayırlı olsun dedi, katliamı yapanların avukatlığını yapan adam adalet bakanı oldu, diğerleri ödüllendirildi. ölenlerin isimleri bir plakete yazıldı. oteli yakmaya çalışırken geberen yobazın adı en üste yazıldı. küfür eder gibi. bunlar da gösteriyor ki sivas katliamı münferittir deyip geçemeyiz madımak’ı yakan ruh halen yaşıyor. potansiyel katiller aramızda. bu ülke böyle bir ülke, bu halk böyle bir halk, bu devlet böyle bir devlet. hepsini tanıyalım ,mücadele edelim, adam etmeye çalışalım ama her şeyden önemlisi kendimizi koruyalım. sivas olaylarını unutmayalım unutturmayalım. ölenler öldü zaten istesek de geri getiremeyiz onlar için değil bizim için çocuklarımız için gelecekte bu tip katliamların olmaması icin sivas’ı unutmamalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder